Kamu Diplomasisi ve Doğu Akdeniz: Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Kamu Diplomasisi Çerçevesinde Libya Müdahalesinin Tarihsel ve Kültürel Arka Planının Değerlendirilmesi


Creative Commons License

Öke M. K. B.

Kamu Diplomasisi ve Araçları: Disiplinler Arası Yaklaşım, Oğuz GÜNER; Recep ŞEHİTOĞLU, Editör, Gaziantep Üniversitesi Yayınları, Gaziantep, ss.1-38, 2023

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2023
  • Yayınevi: Gaziantep Üniversitesi Yayınları
  • Basıldığı Şehir: Gaziantep
  • Sayfa Sayıları: ss.1-38
  • Editörler: Oğuz GÜNER; Recep ŞEHİTOĞLU, Editör
  • İstanbul Ticaret Üniversitesi Adresli: Hayır

Özet

"Arap Baharı” süreciyle Arap dünyasında benzer toplumsal ayaklanmalar yaşanmaya başlanmıştır. Şubat 2011 tarihine gelindiğinde ise Libya, 42 yıllık Kaddafi rejimine karşı Bingazi'den başlayarak büyüyen sokak protestolarına şahit olmuştur. Tırmanan olayları bastırmak için şiddet araçlarının kullanılmasıyla, uluslararası müdahale bir gereklilik haline gelmiştir. Siyasi çıkarların/rekabetlerin ve güç oyunlarının çatışan arenasında; Libya, lideri Kaddafi'nin devrilmesi ve öldürülmesinden sonra anarşi, iç savaş ve kaos durumuna doğru bir geri dönüş yaşamıştır. Bu noktada Türkiye Cumhuriyeti, Libya'nın toprak bütünlüğünü ve siyasi egemenliğini ve gizli gündemleri kamufle edilmiş diğer müdahil güçler tarafından tehlikeye atılmış gibi görünen diplomatik çıkarlarını korumak adına müdahale etmiştir. Bu çalışma, çok karmaşık olan bu sahnede, Ankara'nın Libya müdahalesinin arkasındaki tarihsel-kültürel diplomatik argümanlara odaklanmaktadır. Türkiye, Kuzey Afrika ile kültürel bağlarla örülmüş uzun bir tarihi paylaşmaktadır. Bu nedenle Ankara'nın Libya'da Türkiye'nin müdahalesinin önünü açan tarihi ve yasal hakları (ve enerji güvenliğinin kazanılmış çıkarları) bulunmaktadır. Bu tarihsel-kültürel faktörlerin değerlendirilmesi bu çalışmanın ana çerçevesini oluşturmaktadır. Libya sorununun genel olarak anlaşılabilmesi için iktidar politikalarının teorik perspektifte kısa bir tartışması gerekli görülmüştür. Neorealist paradigma bize Libya'ya büyük güçlerin müdahalesi için daha iyi bir vizyon sunmaktadır. İkinci olarak, çalışma, post modern küresel dünyadaki tüm güç mücadelelerinin merkezi haline gelen bir tema olan deniz hakimiyetine değinmektedir. Üçüncü olarak, kamu diplomasisi gibi kavramlar, Türkiye'nin Libya'ya yönelik sivil inisiyatiflerini araştırmamıza yardımcı olmak için detaylandırılmıştır. Son söz olarak, Türk-Libya ilişkilerinin tarihsel mitolojileri ile birlikte kültürel motifler tartışılmaktadır. Son tahlilde, yazarlar, kamu diplomasisinin diğer araçlarının yanı sıra, Osmanlı tarihinin metafizik bir envanterinin çıkarılmasıyla Libya'daki Türk diasporasının yeniden canlandırılmasının Kuzey Afrika'da sürdürülebilir kamu diplomasisi kanalları oluşturmak için vazgeçilmez olacağına inanmaktadır.