Bu çalışma halkbiliminin epistemolojik olarak toplumsal kültürü nasıl etkilediğini incelemektedir. Ayrıca toplumların kolektif olarak nasıl hareket ettikleri üzerindeki etkilerini de çok yönlü olarak ele almaktadır. Bu çerçevede halkbiliminin bilimsel yaklaşımı ve çerçevesi dikkate alınarak Geert Hofstede’in modelinin değerlendirmesi yapılmıştır. Modelde toplumların yapısal özellikleri çerçevesinde aksiyon ve başarı odaklı yapı ve sistem geliştirmeleri değerlendirilmektedir. Özellikle küresel sistem içerisinde toplumların temel rekabet gücünü belirleyen kültürün anlaşılması çok önemlidir. Tutum ve davranışların yapısını yönlendiren temel faktörlerin toplumların başarısındaki etkisi büyüktür. Çalışmada Türk kültürünün temel özellikleri Hofstede’in geliştirdiği boyutlar üzerinden analiz edilmiştir. Geçmişten günümüze toplumsal yapımızın değerleri ve tutumları belirlenmiştir. Böylece kendi değerlerimizin gelişimi, değişimi ve dönüşümünün özellikle dijitalleşen yeni çağda nasıl bir gelişim göstereceğini değerlendirmek mümkün olacaktır. Bugün her alanda yaşanan büyük dijital dönüşüm halkbiliminin temel epistemolojisini de etkilemekte ve yeni izlekler oluşturmaktadır. Bu yeni uçların anlaşılması da ülkemizin dinamikleri açısından önem taşımaktadır. Sonuç olarak başarı kültürünü özellikle halkbilimi penceresinden ele aldığımız zaman destanlar, masallar ve dolayısıyla somut olmayan kültürel miras bu anlamda önemli bir yere sahiptir. Bu yaklaşımlar ile Türk kültürünün küresel sistem içerisindeki yapısını karşılaştırmalı olarak folklor epistemolojisi ile kanıta dayalı bir şekilde değerlendirmek mümkündür. Bu alanların yapısal olarak birbiri ile ilişkisi üzerinden konunun ele alınması toplumların kararları, eğilimleri, birliktelikleri ve paylaşılan değerleri hakkında bize detaylı bilgi sunmaktadır. Çalışmamızda halkbilimi aracılığı ile kuşaktan kuşağa aktarılan toplumların birikimlerinin ve değerleri ile oluşan yapılarının, özellikle bireylerin duruşları ve katılımcılığını nasıl etkilediği ele alınmaktadır. Destan, masal, hikâye ve türkü gibi anlatılar toplumların ortak bilişsel özelliklerinin gelişmesine yönelik olarak kestirim modeller geliştirmektedir. Bu da toplumların gelişmesinin bir sonraki aşamaya geçişini kolaylaştırmakta ve daha rekabetçi bir yapı oluşturmasını desteklemektedir. Çalışma kapsamlı bir literatür incelemesi, kavramsal model tasarımı ve ampirik verilerin değerlendirilmesi ile yönlendirilmiştir. Sonuç olarak, toplumların birikimleri ve değerleri, değiştirilmesi çok güç olan izlekler ve kestirim yollar geliştirir. Bu nedenle süreçlerin temel parametresi halkbilimi unsurlarının eklektik çerçevede analiz edilmesi başarı kültürünün geleceği açısından oldukça derinlikli bir vizyon ortaya koymaktadır. Türk kültürünün altı boyut ile ele alınması özellikle de halk bilimi gibi derin bir kavramsal kapsama sahip olan alanın çerçevesi dikkate alınarak makro-mezo ve mikro düzey yaklaşımlar oluşturulması ülkemizin politikaları açısından önemlidir. Eğitim, girişimcilik, kalkınma ve başarı odaklı bir toplum oluşturmada sürecinde halk bilimi epistemolojisi temel çerçevesi dikkate alınarak bir çerçeve değerlendirilmiştir. Böylece halk biliminin toplumsal başarı ve gelişme üzerindeki etkisi ve ilişkisi belirlenmeye çalışılmıştır.
This study examines how folklore affects social structure epistemologically. It also deals with the effects of societies on collective attitude. In this framework, considering the scientific approach and framework of folklore, Geert Hofstede's model was evaluated. Action-oriented structure and system developments are evaluated within the framework of the structural features of model societies. It is very crucial to understand the culture that determines the basic competitive power of societies, especially in the global system. The main factors that direct the level of participation have a great impact on the success of societies. In this framework, the basic features of Turkish culture have been analyzed over the basic dimensions developed by Hofstede. The basic values and attitudes of our social structure from past to present have been determined. Thus, it will be possible to evaluate how the development, change and transformation of our own values will develop especially in the digitalized new age. The great digital transformation experienced in every field today affects the basic epistemology of folklore and creates new paths. Understanding these new sprouts is also important for understanding the basic dynamics of our country and for policy making. As a result, when we consider culture from the folklore perspective, epics, tales and intangible heritages have an important place. With these approaches, it is possible to evaluate the structure of Turkish culture in the global system comparatively with folklore epistemology based on evidence. Evaluating the subject through the structural relationship of these areas with each other provides us detailed information about the decisions, tendencies, togetherness and shared values of societies. The study deals with the values of the societies that are passed down from generation to generation through folklore. Historically developing structures especially affect individuals' behavior and attitudes. Epistemology of folklore, fairy tales, folk songs and similar tools develop predictive models for the development of the characteristics of societies. This facilitates the transition of societies to the next stage and supports a more competitive structure. The study was guided by a comprehensive literature review, conceptual model design, and evaluation of empirical data. As a result, the values of societies develop under the influence of many factors over time, by developing themes and predictions that are very difficult to change. Therefore, analyzing the parameters of folklore, which is the most basic parameter of these processes, in an eclectic framework reveals a deep vision for the future. Considering the six dimensions of Turkish culture, especially the framework of the field, which has a deep conceptual scope such as folklore, it is important for our country's policies to form macro-meso and microlevel policies. In the process of creating a society focused on education, entrepreneurship, development and success, a framework has been developed by taking into account the basic framework of folklore epistemology. Thus, the effect and relationship of folklore on social success and development has been revealed.