II. Meşrutiyet 23 Temmuz 1908’de (10 Temmuz 1324) ilan edildi. Meşrutiyet'in ilanı ile birlikte basında sansür yasağı kalktı ve bir yayın patlaması yaşandı. Osmanlı Devleti’nde yaşayan farklı dilden ve dinden her ulus, kendi fikirlerini dile getirdiği gazeteler ve dergiler çıkardı. Basın, Meşrutiyet döneminde toplumun sesi haline geldi. Ayrıca, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ve padişahın Meşrutiyet konusundaki benimsedikleri görüşleri ve yürüttükleri siyaseti kamuoyuna duyuran en önemli araç haline geldi. Halk, basın aracılığıyla Meşrutiyet yönetimini tanıdı. Basın, bu yüzden Meşrutiyet dönemini anlamak için başvurulacak en önemli kaynaklardan biri haline geldi. Bu makalede kaynakların büyük çoğunluğu dönemin gazetelerine dayanmaktadır. İstanbul’da çıkan Tanin, İkdam, Volkan gazeteleri taranarak, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin, padişahın ve kamuoyunun Meşrutiyet’in ilanına karşı nasıl bir tutum takındıkları ve bunun basına nasıl yansıdığı incelenmiştir.
The Constitutional regime was declared on July 23rd, 1908. With the declaration of Constitution, censorship came to an end in Ottoman Empire and a big explosion in publication took place. Each minority group with its own language and religion in the empire published their newspapers and magazines, thereby stating their diverse opinions. Press became the voice of society in the Constitutional period. Moreover, newspapers were important means that conveyed the political views and the ongoing political practices of the Committee of Union and Progress and the Sultan. Ottoman society was acquainted with the Constitutional regime through the press. Therefore these publications are among the most important sources to understand this period. In this paper, newspapers belonging to the Constitutional period are used as main sources. İkdam, Tanin and Volkan newspapers are reviewed and the attitudes of the Committee of Union and Progress, the Sultan and the Ottoman society towards the Constitutional regime are evaluated.