Küreselleşme süreci, dünya genelinde ekonomik büyümeyi hızlandırırken aynı zamanda yeni risk ve zorlukları beraberinde getirmektedir. 2008 Finans Krizi ve COVID-19 krizi başta olmak üzere 21.yüzyıldaki küresel krizler, bu risklerin ve kırılganlıkların en somut örneklerini sunmaktadır. Küresel krizler; finansal dalgalanmalar, ekonomik durgunluklar ve tedarik zinciri bozulmaları gibi faktörlerle dünya ekonomisini sarsan karma olaylar bütünüdür. Krizlerin etkileri, ulusal ekonomilerden işletmelere ve bireylere kadar her düzeyde hissedilebilir. Yeni dönemde ulusal ekonomilerini veri ve bilgiyi derleme değerlendirme kapasitesine yönelik ekonomik istihbarat çalışmaları, krizlerin önlenmesi ve yönetilmesi açısından temel bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Ekonomik istihbarat sistemi, bu süreçte krizlerin değerlendirilmesi ve yönetilmesine dair öngörüler sağlayarak, bu tür krizlerin etkilerinin azaltılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Ekonomik istihbarat sistemi, kriz dönemlerinde ulusal ekonominin, güçlü ve zayıf yönlerini belirlemenin yanı sıra paydaşların ve politika yapıcıların, kriz yönetimi stratejileri oluşturmasına da yardımcı olmaktadır. Aynı zamanda, ekonomik krizlerin etkisini azaltmak ve ekonomik toparlanmayı hızlandırmak için politika önerileri sunma aşamasında da önemli bir rol ve fonksiyona sahiptir. Amaç: 2000-2022 döneminde G20 ülkelerinin (Avrupa Birliği üyeleri dahil) verileri incelenerek kurumsal ekonomik istihbarat sistemine sahip olan ve sahip olmayan ülkelerin, ekonomik büyüme performansını ve kriz dönemindeki makroekonomik yönetim stratejilerini incelemektir. Yöntem: 2000-2022 dönemi için G20 üyesi olan ülkelerin (Avrupa birliği üyeleri dahil) cari işlemler dengesi, dışa açıklık derecesi, kamu nihai tüketim oranı/GSYH, sabit sermaye oluşumu, tüketici enflasyonu gibi makroekonomik performans verileri kullanılarak oluşturulan grafiklerle karşılaştırmalı statik analiz gerçekleştirilmiştir. Bulgular: Kurumsal ekonomik istihbarat sistemine sahip olan ülkelerin, güçlü alanlarının sürdürülebilirliğini korurken, zayıf alanlarını belirleyip geliştirebildikleri tahmin edilmektedir. Buna karşılık, kurumsal ekonomik istihbarat sistemine sahip olmayan ülkelerin, güçlü ve zayıf yönlerini gerçekçi bir şekilde tespit etmekte zorluk yaşadığı, dolayısıyla bu alanların daha kırılgan hale gelme riskinin yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Özgün Değer: Çalışma iyi tasarlanmış bir ekonomik istihbarat sisteminin, ulusal ekonomik istikrarın sağlanmasına ve uluslararası ekonomik ilişkilerin dinamiklerini anlamaya yönelik önemli bir rehber niteliği olduğunu göstermektedir.
While the globalization process accelerates economic growth worldwide, it also creates new risks and challenges at the same time. The global crises of the 21st century, particularly the 2008 Financial Crisis and the COVID-19 Crisis, provide the most concrete examples of these risks and vulnerabilities. Global crises are a complex set of events that change the world economy through factors such as financial fluctuations, economic recessions and supply chain disruptions. The effects of crises can be felt at all levels, from national economies to businesses and individuals. In the new period, economic intelligence studies on the capacity of national economies to compile data and information stand out as a fundamental factor in preventing and managing crises. The economic intelligence system has an important role to play in mitigating the impact of such crises by providing insights into the assessment and management of crises in this process. Economic intelligence not only identifies the strengths and weaknesses of the national economy in times of crisis, but also helps stakeholders and policymakers formulate crisis management strategies. It also has an important role and function in providing policy recommendations to mitigate the impact of economic crises and accelerate economic recovery. Purpose: Analyzing the economic growth performance and macroeconomic management strategies during crises in countries with and without institutionalized economic intelligence systems by analyzing the data of G20 countries (including European Union members) in the period 2000-2022. Method: A comparative static analysis was carried out for the period 2000-2022 with graphs created using macroeconomic performance data such as current account balance, degree of openness, public final consumption ratio/GDP, fixed capital formation, consumer inflation of G20 member countries (including European Union members). Results: It is estimated that countries that have an institutional economic intelligence system are able to identify and improve their weak areas while maintaining the sustainability of their strong areas. In addition, countries that do not have an institutionalized economic intelligence system have difficulty in realistically identifying their strengths and weaknesses, and thus run a high risk of becoming more vulnerable in these areas. Originality: The study suggests that a well-designed economic intelligence system is an important guide to ensuring national economic stability and understanding the dynamics of international economic relations.