TEKLİF Düşünce Dergisi, sa.14, ss.212-224, 2024 (Hakemsiz Dergi)
Tüm zorluk, hakikatin tahakkuk edip etmemesinde değil, hakkı görüp kisvesine bürünen sahtesinden ayırt edebilmekte, yalanın maskesini düşürebilmekte, nihayet Hak'tan yana durabilmektedir. Aksi takdirde bizim hakikate yabancılaşmamız, hakikatin de bize yüz çevirmesi mukadderdir. Hakikati Hak etmemiz, yalandan farkını görebilmemiz, uzun, meşakkatli bir yolculuğa çıkmamıza, nihayet gerekli ehliyete ve salahiyete ermemize bağlıdır.
Ehliyet ve salahiyet şartları arasında, elbette hakikatin özüne matuf doğru itikat, ahlâkî oluş iradesi, doğru bilgi, tarih şuuru, dünya görüşü, İlmî usul, üslup ve feraset, nefis muhasebesi, hakikat sevgisi, sır idraki ve zevki gibi hususlar bulunmaktadır. Fakat bu hususlar, ancak doğru akıl, düşünme ve muhakeme melekesine malik olmamız halinde bir anlam ifade eder. Zira düşünmeyenin, sorgulamayanın, muhakeme etmeyenin akıldan nasibi yoktur. Akılsızın ne hakikat ne de yalan umurundadır. Akim, düşünmenin en vazgeçilmez asgari şartı, hakikat sevgisiyle, samimiyetle kendi düşünmektir; istikametinde doğruluk ve niyetinde dürüstlüktür. Kendi düşünemeyen akıl, hakikat zannından ve vehminden öteye geçemez. Kendi düşünemeyen akim yolundan sapması, hakikat ve yalan arasında şaşı kalması ve nihayet hayal kırıklığına uğraması mukadderdir.