Karizmatik Liderlik: Erdoğanizm Çalışmalarının Kayıp Unsuru?


Creative Commons License

Çağlıyan İçener Z., Seven G.

Siyasi İlimler Türk Derneği II. Ulusal Siyaset Bilimi Kongresi, Ankara, Türkiye, 08 Ekim 2023

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • İstanbul Ticaret Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Max Weber’in ana hatlarını ortaya koyduğu karizma kavramı ve karizmatik otorite teorisi uzunca bir süre Siyaset Bilimi literatüründen neredeyse tamamen silinmiş, kendisine çoğunlukla İşletme ve Psikoloji disiplinlerinde örgütsel karizma bağlamında yer edinmişti. Bunun çeşitli nedenleri arasında karizma kavramının modern öncesi siyaseti anlamaya elverişliyken günümüz demokrasilerinin rutin, ya da Weber terminolojisi ile yasal-ussal, siyasetini anlamlandırmak için uygun olmadığı, ilkel ve arkaik kaldığı; bunun yanı sıra, kavramın popüler kültür nesnesi haline gelmesiyle birlikte de içinin boşaltılarak analitik değeri olmayan bir kategoriye dönüştüğü argümanları sayılabilir. Ancak küresel ölçekte tanık olunan, liderin kişiliğini öne çıkaran “kişisel(leşmiş) liderlik tarzı” (personalised leadership style) sonucu en azından son on yıldır kavramın Siyaset Bilimi literatürüne tekrar ve hızlı bir giriş yaptığı gözlemlenmektedir. Kişisel liderlik tarzı örnekleri arasında sıklıkla ismi geçen Recep Tayyip Erdoğan’ın, iki seçimden sonra oylarını artırmayı sürdürmesi ve daha önemlisi destekçileri üzerinde oluşturduğu “dönüştürücü” etkisi nedeniyle, Türkiye’de de onun liderliğini ve liderliğindeki Türkiye siyasetinin niteliğini anlamlandırmak için karizma kavramını öneren çalışmalar bulunmaktadır. Ancak bunlar ya a) modern koşullarda hem karizma kavramının hem de karizmatik otorite teorisinin özsel bazı niteliklerini korurken dönüşen karakterini göz ardı ederek kavramın/teorinin arkaikliğini ve analitik değersizliğini savunmaya devam etmiş ya da b) kavramı dogmatik ve ampirik olarak doğrulanamayacak bir biçimde anlamlı bir kategori olarak öne sürmüşlerdir. Literatürdeki bu iki yaklaşımın bıraktığı eksikliklerden yola çıkan çalışmamız hem teorik hem de ampirik katkı sunmayı amaçlamaktadır. Çalışma teorik düzeyde karizma kavramı ve teorisini modern koşulları ele alarak Neo-Weberyan bir yaklaşımla güncellemekte -örneğin, karizmanın halkla ilişkiler, propaganda ve iletişim araçları yoluyla yaratılabileceğini teslim etmekte-; ampirik olarak ise, Erdoğan’ın Erdoğanizm olarak da nitelenen karizmatik liderlik tarzını ve otoritesinin dönüştürücülüğünü liderliği süresince önemli gördüğümüz kırılma noktaları üzerinden örnekleyen veriler sunmaktadır. Araştırma bu yönleriyle sadece Türkiye siyasetini konu edinen literatüre değil, güncel popülizm tartışmalarına da katkı niteliğindedir. Bu bağlamda, çalışma karizma kavramını hem “ince ideoloji” olarak tanımlanan popülizmin bir mefhumu olarak ortaya koymakta, hem de Türkiye siyasetinin yasal-ussal ve karizmatik otorite biçimlerinin iç içe geçtiği Erdoğan liderliğindeki safhasının karizma kavramı olmadan tam olarak açıklanamayacağını savunmaktadır.