İnsanların hayatlarında büyük bir rol oynayan aile kurumu yapısal özellikleri, işlevleri ve içinde bulundurduğu ilişkiler dâhil birçok konu açısından farklı yaklaşımlar tarafından yıllar boyunca incelenmiştir. Bu araştırmalar aile kurumunu incelemeye çalışmakta ve araştırmalar sonucu elde edilen bulgular uygulamalı alanlarda kullanılmaktadır. Aile danışmanlığı ve eğitimi de bu alanlardan birisidir. Ülkemizde aile kavramına verilen değer azımsanamayacak kadar çoktur. Bu çalışmada aile kurumunun eğitimi hakkında akademik alanda ne tür çalışmalar yapılıyor ve nelere ihtiyacımız var gibi sorulara cevap aramış olan lisansüstü tezlerin sistematik bir özetini oluşturuyor. Nitel araştırma yöntemlerinden biri olan içerik analizi ile yöntemi ile oluşturulan bu çalışmanın amacı, Türkiye’de aile eğitimi alanında yazılmış olan lisansüstü tezlerin incelenmesidir. Yüksek Öğretim Kurulu Tez Merkezi veri tabanında yapılan tarama sonucunda 1998 – 2019 yılları arası yazılan tezler çeşitli kriterlere göre gruplandırılmış ve analiz edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda: İlk olarak en çok lisansüstü tezin eğitim bilimleri enstitüsünde hazırlandığı, ikinci olarak cinsiyet dağılımına bakıldığında en çok kadın yazarların bu konuda tez yayımladığı, üçüncü olarak tezlerin ağırlıklı olarak doçent doktor unvanına sahip bilim insanları danışmanlığında hazırlandığı, dördüncü olarak tezlerin en çok Eskişehir ve Ankara illerindeki üniversitelerde okuyan öğrenciler tarafından yazıldığı ve son olarak tezlerin en çok özel eğitim anabilim dalında gerçekleştiği görülmüştür. Aile danışmanlığı ve eğitiminin ülkemizde henüz 40 yıllık bir geçmişe sahip olması sebebiyle yapılan çalışmaların günümüze kadar en çok problem yaşanan alanlarda olduğu görülmüştür. Bunun yanı sıra, son dönemlerde aile kavramının çeşitlenmeye ve genişlemeye başlamasıyla birlikte bu ailelere gereken desteği sağlamak ve yardım etmek amacıyla bazı üniversitelerde yüksek lisans programı olarak okutulması alanın daha sistemli ve bilimsel bir geleceğe sahip olduğunu gösteriyor. Hatta yüksek lisans seviyesinden de öteye taşınarak doktora programı olarak açılması alanında uzman olmuş kişilerce yürütülecek gelecekteki çalışmalar için çok daha değerli ve sistemli bir çalışma alanı oluşması açısından göz önünde bulundurulmalıdır.
The family notion, which plays an enormous role in people’s lives, has been studied for many years through many different approaches for its structural features, functions and the relationships that it has within. These studies are utilised in investigating the family notion and the research findings are exploited in applied sciences. Family consultation and education is one of those applied sciences. The term family is given high value in Türkiye. This study is a systematic analysis of master’s dissertations answering questions about what kind of academic studies are carried out about family notion and education or what is required. The aim of this qualitative content analysis study is to investigate the master’s dissertations on family education in Türkiye. As a result of the survey research on the database of The Council of Higher Education within the years 1998-2019, the dissertations were grouped and analysed based on a set of criteria. As a result of the analyses, it was concluded that: Firstly the highest number of master’s dissertations are studied at educational sciences Institutions, secondly as for the gender distribution, female researchers publish the most on this subject, thirdly the dissertations are mostly advised by assistant professors, fourthly dissertations are mostly written by university students in Eskişehir and Ankara, and lastly the dissertations are conducted mostly in the department of special education. Due to the fact that family consultation and education has only about 40 years of history in Türkiye, it was observed that the studies are mostly conducted on the most problematic areas. Furthermore, with the variations and expansions of the family notion, teaching this subject in universities in order to support and help these families indicates that this field has a systematic and scientific future. It must be considered that carrying those programs further than master’s programs and starting PhD programs for it would create a systematic and valuable study subject in order for specialists to conduct research on this subject.