Siyasi İlimler Türk Derneği I. Ulusal Siyaset Bilimi Kongresi, İstanbul, Türkiye, 24 Eylül 2022
2000’lerin başında, Türkiye’nin küresel siyasetin gidişatıyla uyumlu “küreselleşmeci muhafazakar” bir kimlikle ortaya çıkan AK Parti ile adım attığı dönüşüm süreci, akademik çevrelerde alaka uyandırmıştı. “Adil düzen” söylemiyle Batı merkezli uluslararası sistemi eleştirilerinin odağına yerleştiren Milli Görüş geleneği içinde siyasi olarak sosyalleşen Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde gerçekleşen bu ideolojik kopuş, konjonktürle oldukça uyumluydu. 20 yılı aşan iktidar sürecinde de AK Parti ve Erdoğan’ın söylemleri bölgesel ve küresel ölçekte yaşanan değişimlerden bağımsız bir seyir izlemedi. Bu çalışma, küreselleşmenin gerilemesi (deglobalizasyon) tartışmaları bağlamında Erdoğan’ın söylemindeki değişimi mercek altına almaktadır. Çalışmada, küresel ölçekte yükselen popülist ve milliyetçi dalganın Erdoğan’ın siyasi tercihlerine ve politikalarına yansımaları da incelenecektir. Erdoğan’ın liderliğinde, BM üzerinden uluslararası sistemin adaletsizliğinin tartışmaya açılması, Batı merkezli uluslararası oluşumlarda yer almaya devam ederken bunlara yeni alternatifler oluşturma çabasının da sürdürülmesi, her alanda yapılan yerlilik ve millilik vurgusu literatürdeki küreselleşmenin geleceği tartışmalarına atıfla ele alınacaktır. Çalışma, Erdoğan’ın deglobalizasyon-reglobalizasyon yaklaşımı çerçevesinde değerlendirilebilecek bir noktada durmasının eski ideolojik söylemi ile siyasi pragmatizminin birleştiği değişimi anlaşılır kıldığını öne sürmektedir.