TÜBİTAK Projesi, 2023 - 2023
Doğanın ve çevrenin önemini, işlevini ve çok fonksiyonluluğunu çocuklara öğretmek için özel öğretim yöntem ve tekniklerine, doğa dostu, çevreci eğitim mekanlarına ihtiyaç vardır Bu noktada sınıf dışı eğitim önem kazanmış, alternatif eğitim yollarından biri olarak kabul edilmeye ve ilerleyen zamanlarda çevre eğitimi kavramının karşılığı olarak kullanılmaya başlanmıştır . Sınıf dışı eğitim modellerinden biri de orman okulu uygulamalarıdır. Orman okulu çocukların ve gençlerin ormanda ve ormanlık alanlarda faaliyetlerde bulundukları, kişisel, toplumsal ve teknik becerilerini geliştirdikleri açık hava okulu olarak tanımlanmaktadır . Orman okulları katılımcılara, birinci elden deneyimleme fırsatı sunarak bireylerin kendine güvenme ve karar verme duygularını geliştirme imkânı sunan bir süreçtir. Orman okulunda ağaçlar ve ortamda bulunun diğer doğal nesneler katılımcılarda bağımsızlık ve özsaygı geliştirmek için kullanılmaktadır. Bir işi başarma duygusu, takım çalışması ve sorun çözme için girişimlerde bulunma önemlidir. Ormanlık alanlar eğitim sistemiyle uyumlu olarak matematik ve diğer derslerin öğretilmesine doğrudan olmasa da dolaylı olarak yer vermektedir Orman okulları açık havada öğrenme fırsatı sağlayan bir yaklaşımdır. Açık hava eğitimi somut deneyime dayalı deneyim ve yansıma arasındaki etkileşimle öğrenmeyi amaçlayan bir yaklaşım olarak tanımlanmaktadır
Orman Okulu terimi ilk kez 1800’lü yıllara
gelindiğinde modern ismi ile doğa okulu denilen faaliyetlerin ve yapılanmanın
Macaristan da solunum yolu rahatsızlığı ve iletişim sorunu yaşayan çocuklar ve
yetişkinler için tıbbi bir merkezin kurulması ile ortaya çıkmıştır. 1950’lerin
sonlarında orman okulu fikri İsveç, Danimarka ve Avrupa’nın diğer ülkelerinde
kullanılmaya başlanmıştır. Danimarka da okul öncesi çocuklar (yedi yaş altı)
için eğitim müfredatına, eğitimin bir parçası olarak içine katıldı. Orman okulları
çocukların sosyal becerilerini ortaya çıkarmak, etkin grup çalışmalarında
bulunmalarını sağlamak, özgüvenlerini artırmak, benliklerini keşfetmelerini
sağlamak için eğitim sistemine dâhil edilmiştir.
Orman okullarının bu gelişimi ve çocuklar üzerindeki
etkileri, öğrenmede etkin bir yöntem olarak İsveç okul öncesi ulusal
müfredatında revizyona gidilmesini sağlamıştır. Doğa bilimleri çocukların
bitkiler, hayvanlar fiziksel ve kimyasal süreçleri doğa ile bilim arasında
ilişkilerin anlaşılmasında ve bilgilerinin geliştirilmesi için yeni ve iddialı
bir öğretim metodu olarak benimsenmiştir. Okul öncesi eğitimde oyunun eğitim
ile kuvvetli bir bağı vardır.
Orman okulunun en büyük faydalarından birini "çocuklara, gençlere ve yetişkinlere ulaşmak ve bir ormanlık ortamında deneyimlerini birebir öğrenme, güven ve iç saygılarını geliştirmek için düzenli fırsatlar sunan ilham verici bir süreç" olarak tanımlamaktadır
Genç nesilleri bu tip rahatsızlıklardan korumak, kaybolan sosyal ilişkilerin yeniden gün ışığına çıkartılması, metropollerde yaşayan ve sanayileşme ve kentleşmenin bir sonucu olarak dar bir yaşam alanına sıkışan ve birçok modern kültür hastalıkları pençesinde sıkışan genç nesil ve çocukların daha sağlıklı bir yaşam standardına kavuşması için gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin tamamına yakınında uygulanan doğa okulu, orman okulu konseptinin ülkemizde de korunan alanlar başta olmak üzere okul dışı ortamlarda uygulanmaya başlanılması bir gereklilik arz etmektedir.
TÜBITAK BIDEB 2237 A projeleri kapsamında planladıgımız, “Orman Okulu Yaklasımı ve Doğada Ögretim Modelleri Egitmen Egitimi” isimli bu bilimsel etkinlikte iki ana hedefimiz bulunmaktadır. Bunlardan ilki, doganın ve doga sevgisinin egitimin her parçasına katıldıgı, egitimin dört duvara takılmayıp her yerin egitim alanı, her anın da egitim
zamanı oldugu Orman okulu modelini okul öncesi, ilkögretim ve ortaögretim egitim sistemine dahil edilmesine katkı saglamak. Ikincisi ise, tamamen dogada ve bilimsel niteliklere sahip orman okulu etkinlikleriyle merak duyguları, araştırma ve okul dısı ortamlarda doga etkinlikleri yapma istekleri artan hedef kitlemiz kanalıyla ögrencilerimizi egitimin nesnesi olmaktan çıkartıp, öznesi haline getirmektir. Çünkü etkinligimize katılarak sertifika alan öğretmenlerimiz tarafından, ögrencilerin anlayabilme kabiliyetlerine uygun bir müfredatta islenecek ‘Orman Okulu’ egitimi alacak cocukların “egitim hayatlarının ilk evresinde gelisimlerinin özü duyu organlarına dayanır” prensibine göre daha bu yasta aldıkları dogada uygulamalı orman okulu egitimi vizyonu ve farkındalığını yaşamlarının her döneminde kullanabileceklerine inanmaktayız.
Orman okulu etkinlikleri yapmak isteyen eğiticilerin bilmesi gerekli ilk bilgi dogada hayatta kalma, kampçılık ve kamp teknikleridir. Bu etkinlikte, hedef kitlenin ihtiyaç duyacagı nitelikte arazi kamp malzemelerinin (çadır, uyku tulumu, mat, diger kamp malzemeleri, outdoor giysi tipleri ve özellikleri, arazi yiyecek içecek, çanta vd) ile kamp tekniklerinin tanıtımına ve yine dürbün teleskop gibi teknik araçların kullanımının gösterilmesine yönelik ders ve uygulamalara da yer verilmistir. Orman Okulu pedagojisi, orman okulu kültürü ve orman okulu yaklaşımı konularında bilimsel çalışmalara ivme kazandırmak, bu etkinliklerden elde edilecek verilerin bolluk ve kalitesine baglıdır. Bunun için de, konunun uzmanlarının bir araya gelerek bilgi ve tecrübe paylaşımı, is birligi zemini, birliktelik ve gençlerin araziyi tanıma ve hayatta kalma endişelerini giderecek bilimsel bu tarz eğitimler ile mümkün olacaktır. Ülkemiz biliminin hak ettigi düzeyde gelişmesi için ilk asama mevcut ve potansiyel durumun tespitine yönelik yeni araştırmaların yürürlüge konulmasıdır. Bunun için de bu özel alanda yeterli sayıda ve kalitede araştırmacı yetiştirilmesinin önemi ortaya çıkmaktadır. Kısa süreli bu tip egitimlerle genç bilim adamlarının arazi veri elde edebilmesinin tesvik edecek etkinliklerin yapılması, akabinde yürütülecek veri değerlendirme ve analiz çalışmaları ile uluslararası nitelikte yayınların artısını kaçınılmaz kılacaktır. Bu kurs ile de bu husus hedeflenmektedir. Bu hedef gerçekleştiği takdirde genç bilim adamlarının arazi çalışmaları için yeni bilgi ve yetenekler kazanmasına, Ülkemizin de araştırma altyapısına ve dolayısıyla bilimsel ve teknolojik araştırma gücüne katkı saglanmıs olacaktır.